İki ay kadar önce Google, Appengine'i duyurduğunda hemen bir developer hesabı almak için başvurmuştum fakat appengine'e ilginin çok fazla olması sebebiyle benim başvurumu diğer binlerce başvuru gibi beklemeye almışlardı. Neyse lafı fazla uzatmayayım geçen hafta Google'dan appengine hesabımın aktif hale getirildiğini söyleyen bir mail aldım. Artık ben de google'ın alt yapısını kullanarak fantastik web uygulamaları geliştirebilecektim (Hem de beleş, cebimden kuruş para harcamadan.)
Yazıya devam etmeden "Appengine de nedir yav?" diyenler için ufak bir açılama yapmak gerekiyor sanırım. Google Appengine, yazdığınız web uygulamalarını Google'ın kullandığı altyapıda çalıştırmanızı sağlayan bir sistemdir. Demek istediğim şu, siz uygulamanızı yazıyorsunuz ve Google sunucularına deploy ediyorsunuz. Google'ın veritabanlarını, Google'ın CPU'larını, Google'ın disklerini ve Google'ın bantgenişliğini kullanarak kullanıcılarınıza web uygulamanızdan servis veriyorsunuz.
Google Appengine'i tasarlayan google mühendisleri programlama dili olarak Python'u seçmişler. Yani Appengine'e deploy edilecek web uygulamasının Python ile yazılması gerekiyor. İleriki sürümlerinde Appengine'in Ruby'yi de destekleceğinden bahsediliyor. Günün birinde Java'yı da desteklerler mi bilmiyorum ama ben Python ile web uygulamalarının ne kadar kolay yazıldığını gördükten sonra java ile bu işe bir daha hayatta bulaşmam :)
Google Appengine üzerinden çalıştırmayı düşündüğünüz web uygulamasını kafanıza göre yazamıyorsunuz. Google yazdığınız uygulamanın Google mimarisi üzerinde ölçeklenebilir olması için bazı şartlar-kısıtlar koymuş. Uygulama geliştiricilerin bu şartlara uymasını bekliyorlar. Örneğin thread'leri kullanmak yasak, Filesystem işlemleri yapmak yasak,Socket açmak yasak. Bu yasakları koymuşlar ama uygulama geliştiricilere aşağıdaki imkanları veriyorlar:
Yazıya devam etmeden "Appengine de nedir yav?" diyenler için ufak bir açılama yapmak gerekiyor sanırım. Google Appengine, yazdığınız web uygulamalarını Google'ın kullandığı altyapıda çalıştırmanızı sağlayan bir sistemdir. Demek istediğim şu, siz uygulamanızı yazıyorsunuz ve Google sunucularına deploy ediyorsunuz. Google'ın veritabanlarını, Google'ın CPU'larını, Google'ın disklerini ve Google'ın bantgenişliğini kullanarak kullanıcılarınıza web uygulamanızdan servis veriyorsunuz.
Google Appengine'i tasarlayan google mühendisleri programlama dili olarak Python'u seçmişler. Yani Appengine'e deploy edilecek web uygulamasının Python ile yazılması gerekiyor. İleriki sürümlerinde Appengine'in Ruby'yi de destekleceğinden bahsediliyor. Günün birinde Java'yı da desteklerler mi bilmiyorum ama ben Python ile web uygulamalarının ne kadar kolay yazıldığını gördükten sonra java ile bu işe bir daha hayatta bulaşmam :)
Google Appengine üzerinden çalıştırmayı düşündüğünüz web uygulamasını kafanıza göre yazamıyorsunuz. Google yazdığınız uygulamanın Google mimarisi üzerinde ölçeklenebilir olması için bazı şartlar-kısıtlar koymuş. Uygulama geliştiricilerin bu şartlara uymasını bekliyorlar. Örneğin thread'leri kullanmak yasak, Filesystem işlemleri yapmak yasak,Socket açmak yasak. Bu yasakları koymuşlar ama uygulama geliştiricilere aşağıdaki imkanları veriyorlar:
- 500 MB'a kadar ücretsiz alan.
- Her ay 5 milyon sayfa görüntüleme. Günde 166 bin sayfa görüntüleme demek oluyor ki zaten böyle bir web uygulamanız varsa parasını verir Appengine premium hesabı alırsınız.
- Uygulama geliştiriciler bir Google Appengine hesabı ile en fazla 3 uygulama çalıştırabilirler.
- Socket açmak yasak demiştik fakat Appengine URL Fetch API'sini sunuyor. HTTP ve HTTPS destekliyor.
- Filesystem işlemleri yapmak yasak demiştik fakat uygulamalar kendi upload ettikleri dosyaları okuyabilirler (konfigurasyon dosyalarını mesela)
- Google Accounts : uygulamanızı halihazırda google'a üye olan herkes kullanabilir. Authentication Google User API ile yapılabilir.
- Web uygulamaları Google Appengine Email servisini kullanarak mail atabilirler.
- Appengine servislerinin bence en canalıcı olanı Datastore servisi. "Distributed data storage service" türkçeye nasıl çevireceğimi bilemedim. Datastore API'sini kullanarak milyonlarca kayıtlı tabloları Google sunucularında saklayabilirsiniz. (500MB'ı geçmemek şartıyla)
- Python runtime environment kırpılarak kullandırılıyor. Socket açmak, thread başlatmak gibi servisler kapatılmış. Fakat diğer yasaklanmamış standart Python modülleri bir uygulama için yeterli oluyor. 3rd Party modulleri uygulamanız ile beraber upload ederek kullanabilirsiniz. Örneğin ben Gözgezdir'de RSS parser olarak UniversalFeedParser kullandım.
- WSGI uyumlu web framework'leri ile çalışabiliyor. Kendi içinde Appengine WebApp Framework var. İsteyenler Django'yu da kullanabiliyorlar. Ben Appengine içinde gelen WebApp framework'ü kullanmayı tercih ettim.
Hem Google'ın bu yeni servisini denemek hem de uzun zamandır düşündüğüm bir projeyi yapmak için kolları sıvadım. Cep telefonundan RSS okumak için ufak bir uygulama hazırladım. Halen BETA sürümünde olan bu uygulamanın ana fikri GPRS ile WEB' erişen küçük ekranlı cihazlar ile hesaplı bir şekilde RSS kaynaklarını dolaşmak. Uygulamayı tamamlamadan adresini buradan vermem doğru olur mu bilmiyorum ama belki bir kaç kişi kullanırsa tasarım ve kullanılabilirlik için benim aklıma gelmeyen fikirler verebilirler.
Google yazdığınız appengine uygulamalarını uygulamaadi.appspot.com adresinden yayınlıyor. Fakat kendi alan adınızı alıp Google üzerinden yönlendirmesini yapmanız da mümkün. Ben yine pintilik yapıp alan adına para vermedim ve http://gozgezdir.appspot.com adresinden uygulamayı yayına aldım.
İlgilenen arkadaşlar ile kaynak kodunu paylaşabilirim. Benim gibi yıllarca Java ile yazılım geliştirmiş Java'dan başka birşeyi gözü görmeyen yazılımcı arkadaşların python ile tanışıp böyle bir dil de varmış vay be demelerini isterim açıkçası :)
0 comments:
Post a Comment