Gece eğlencesine akan yolcular da geldikten sonra, sabaha karşı saat 4'te gemimiz Mykonos'tan ayrıldı. Sıradaki durak Santorini. Mykonos eğlencenin merkezi ise Santorini de romantizmin merkezi imiş.
Aşağıdaki fotoğrafta gemi Santorini'ye doğru yol alırken Ege Denizi'nde bıraktığımız iz gözüküyor.
Santorini Adası, aslında bir krater. Ortasındaki volkan patladıktan sonra oluşan krater aşağıdaki resimdeki gibi bir görünüm oluşturmuş. Ada, su ve yeşillik fakiri bir ada. Mykonos gibi burada da yeraltı kaynak suyu olmadığı için adaya su anakaradan tankerler ile taşınıyormuş.
Gemi en soldaki adanın sol tarafından kraterin içine girdi. Bu tarafta geminin yanaşabileceği büyüklükte bir liman olmadığı için kraterin içinde demir attı. Adayı gezmek isteyen yolcuları filikalarla adaya taşıdılar. Biz de öğle yemeğinden sonra atladık bir filikaya doğru romantizmin merkezine.
Filikalar ile adaya indikten sonra iş bitmiyor. Yerleşim yerlerini adamlar manzanın en güzel olduğu ve ulaşımın en zor olduğu dağın tepesine yapmışlar. Tepeye çıkmak için üç seçenek var. Birincisi kişi başı 4 avro vererek teleferik kullanmak, ikincisi yukarıya doğru çıkan merdivenleri kullanmak, üçüncüsü de eşeklere binmek. Biz eşeklere acıdığımız için teleferikle çıktık.
Tepeye çıktığınız zaman buraya neden romantizm adası dediklerini anlıyorsunuz. Manzara çok güzel, bakmaya doyamıyor insan. Diğer adalarda olduğu gibi adaya tek bir renk hakim, beyaz. Gemiye dönüşte geç kalarız korkusuyla siyah kumları olan plaja inemedik, böylece bugünü denize girmeden kapatmış olduk. Yarın Rodos'ta bugünün acısını çıkartırız.
Santorini dünya üzerinde en çok fotoğrafı çekilen yerlerden birisiymiş dedi rehber. Aşağıdaki fotoğraflar da benim makinemden çıkanlar.
0 comments:
Post a Comment